köpeğinden çok havlayanları ve yine köpeğinden daha düşük zekada olduğundan geyik yapıldığını anlayamayanları rahatsız eden gereksiz açıklamalardır.

gereksiz tipler hakkında, ağız tadıyla geyik bile yaptırmayan diğer gereksiz tipleri de gördük çok şükür.

monarşiden ve tarihten bi haber şekilde yaşayan (ilginçtir ki yaşayabilen), sadece aristo mantığıyla evreni çözmeye çalışan, kör cahil bir beyinden pörtlemiş ve köpek dışkısı kokan boş beyandır.

Hayal dünyaları ve saçmalama düzeylerinin sınırları konusunda, henüz çok net bir bilgiye ulaşılamayan bu tiplerin; neye, nasıl bakacağını ön görmekte mümkün değildir.

Olası ve kendi kendilerine bulabilecekleri, -zorlayınca çıkabilecek- saçma bir kaç açıklama şunlar olabilir:

(bkz: elektrik kesintisi)

(bkz: sistemi açıp kapatmak)

Aynen yalandır, bazı kitlelerde bu oran %100'dür.

(bkz: suyun konduğu malın şeklini alması)

(bkz: nato kafa nato mermer)

anayasa sürekli yenilense de amaç hep eskidir ve O amaçlara ulaşmak isteyenler, avuçlarını yalamaya mahkumlardır.

birinciliği en az bin userın paylaştığı, sosyal bir statüdür.

(bkz: etiketleri ayarlama enstitüsü)

olmayan sorulardır.

Bu arada vakti zamanında ilmihal isimli, çeşitli konularda dini bilgiler veren kitapların birisinde, şöyle bir konu başlığı vardı: "öldükten sonra sorulacak 100 soru".

Hoca bizlere bu soruları ve cevaplarını ezberletmiş, ardından da: "bunların hepsini doğru cevaplayanlar, sırat köprüsünden; hızlı bir at arabasının içinde, hiç bir sorun yaşamadan, rahatça geçeceklerdir." vb. fantastik hikayeler anlatmıştı.

Daha o yaşlarda, bu durum zerre aklıma yatmamıştı ve hocaya aklıma takılan şeyleri sormaya başladım: "peki bu soruları kim nereden biliyor, gidip dönen mi olmuş hocam? Eğer bu bir sınavsa biz şu an sınavdan önce kopya çekmiş gibi olmuyor muyuz?" dedim.

Aşırı saf niyetle (12 yaş saflığında) sorduğum sorulardan sonra, -pek tabii- hocanın tepkisi inanılmaz sert olmuştu. Ellerime cetvelle aşırı sert vurmuş, kulağımı çekmiş ve bu sırada da el tarak kemiğimi kırmıştı. Sonra da pek tabii o hocanın kırılmadık yeri kalmadı ve görevden uzaklaştırıldı. Şu kim bilir ne şekilde ve nerelerde iğrenç ve gereksiz hayatına devam ediyordur.

Ölmeden önce tüm soruları; doğru, düzgün, vicdanlı ve insani şekilde cevaplayamayan kişilerin, öldükten sonraki sorularla işi olmaz, olamaz ve olmamalı.

(bkz: din adı altında yutturulan saçmalıklar)
(bkz: gerçek islam bize dayatıldığı gibi değildir)

Suriyeliler ve tüm Arap aşıkları olarak liste genişletilmelidir.

Hepsi, düşmanlarına ve aydınlık gelecek karşıtlarına inat, sayıları artarak varlıklarını sürdürmeye devam edeceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet cumhuriyet olarak kalacaktır, Aksi hayaller kuranlar da avcunu yalayacaklardır. Bu halk, Cumhuriyetin kurucularına her daim saygı gösterecektir. Zorunda gidenleri Arap çöllerine gidip, develere ve bedevilere sarılma ve yalama konusunda tutan da yoktur.

(bkz: Yallah örümcek kafa)

fotoğraf net değil ama eğer sırasıyla: "kahve-siyah-kahve-altın" dört çizgili direnç olduğunu kabul edersek; 1-0-1-%5 toleranslı direnç teli denebilir. Yani 10.10=100ohm'luk %5 toleranslı dirençtir.

Bu arada no diyorum. Direnç telinden halen yüzük yapan kaldı mı ki?

(bkz: i said fuck off)

Ben yanımda taşımam; ilgili canlıyı önce avlayıp, aletlerin olduğu odaya götürürüm genelde.

(bkz: dexter)

(bkz: normal miydin ki)

avcı hayvanlar alçaklarda ve su kenarlarında daha yoğun pusu kurduklarından, doğada hayatta kalmak isteyenler için mantıklı olan tercihtir.

keşke herkesin ağzını kapatsa diye dua edilen eldivenli eldir.

Bence bu davanın salçası az olmuş.

(bkz: bir hikaye bilimi olarak tarih)

amerika'daki vasıfsız ve eğitimsiz kişilerden oluşan bazı gündelikçilerin, yaparak en çok para kazandığı iştir.

Bence kendini kandıran herkesi kandırır, öncelikle herkes kendine dürüst olmalıdır. Sonra da ilgili kişinin bizzat karşısına geçip, derdi neyse söyleme; yüreğini ve karakterini ortaya koymalıdır. Buradan dedikodu, arkadan çemkirme vs nereye kadar? Arkasından bunca kötü şey düşünüp, onca kötü laf yazıp sonra da tekrar aynı kişiyle görüşebilecek olanlar da çok ağır rahatsız kişiler olabilir.

(bkz: Herkesin mutlu olduğu dürüst bir dünya)
(bkz: Sosyopati)
(bkz: Narsizm)
(bkz: Çok geçmiş olsun)

elin nickini ele alan yazar söylemidir. Böyle tiplerin her işi elin nickiyle yapması da muhtemeldir ki muhtemelen bazı hikayeler de tam da böyle başlamıştır onlar için.

son iki entryi göremiyorum, biri hayrına özelden yazabilir mi? hangi değerli yazar, ne demiş?

Not: Bundan sonraki entryi de göremiyorum. üçünü de rica ediyorum.